7 Mart 2012 Çarşamba

Yine, Yeniden Ben ve Bir Geyşanın Anıları

Merhaba herkese :) Uzun zamandır yazamıyordum. Yeni bir çevre ve ilk işim. Alışma sürecim uzun sürdü. İşimin (içine girene kadar) böyle zor olacağını hiç düşünmemiştim.  Memurluğu hep masa başında oturma işi olarak görmüştüm, çoğu Türk insanı gibi :) Kazın ayağı öyle değilmiş. Dairede kaldığım sürede yapılacak pek işim olmadığı doğru, ama dışarı yani göreve çıkınca çok yoğun oluyorum. Bir çok gıda işletmesinin denetimi... Her çeşit insan... Artık insanlara daha şüpheci yaklaşabileceğim bi seviyeye geldim. Hala bşiler yiyebiliyor muyum? Evet :)

Uzun zamandır okumayı düşündüğüm, bir türlü alıpta başlayamadığım Bir Geyşanın anılarını bitirdim:) filmini izledim. Kitap Chiyo adlı küçük bir kızın geyşa okiyasına satılması ile başlıyor. Arkadaşı ve rakibi Balkabağı, Nitta okiyasının bir numaralı geyşası Hatsumomo, Ablası Mameha, zalimce davranmayı seven Nobu, kalbini yakan aşkın sahibi Başkan ile Chiyonun, Sayuri adlı bir Geyşaya dönüşüm hikayesi.
Kitabı kısa sürede okuyup bitirdim. Okumayanlar için önce kitabı okumalarını tavsiye ederim. Her kitap uyarlaması filmde olduğu gibi kesintilerden geçilmiyordu. Film görsel olarak güzeldi ama uzak doğululara renkli lensin yakışmadığını, niye ısrarla takmaya devam ettiklerini anlamadığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Ana karakterin gözleri mavi-gri ama olmuyor işte garip bir şekilde eğreti duruyor bence.
Filmde beğendiğim sahnelerden birinin fotoğrafını koyarak yazıma son veriyorum. Herkese sevgiler :)

Çırak Sayuri Kiraz Çiçeklerinin Altında

4 Mart 2011 Cuma

İzmirrrrrrrr :)


Uzun zamandır yazmıyordum. Bloglar kapatıldı ya yazasım geldi. Biraz inadım, evet :) Ama bugün yazmamında bi sebebi var. Uzun zamandır bu anı bekliyordum diyebilirim. 

Şubat ayının 17si ile 24'ü arasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yayımladığı kadrolardan tercih yapmıştım. Tam bi haftadırda bugün gelsin diye bekledim. Sonuçlar açıklandı. Artık bi süre hayatıma İzmir-Torbalıda devam edeceğim. Şimdiden kritikler başladı. Nasıl gideriz? Neler alacağız? Kimler geliyor? İlk öğrendiğimde nasıl oldum anlamadım. Hem sevindim hem üzüldüm diyebilirim. Sonunda bi işim olacaktı ama ailemdende uzakta olacaktım. Hemde hayatımda ilk defa. Evet üniversiteyi ailemin yanında okudum. Şimdi biraz korkarak birazda heyecanla bekliyorum. Beklediğim onca zamana rağmen....kısa bi süre. Haziranda mezuniyet, Temmuzda sınav, Ağustosta sonuçlar, Eylülde iptal tartışmaları, Ekimde eğitim bilimleri iptali, Kasımda atamaların ertelenmesi, Aralıkta müfettişlik sınavı, Ocakta atamalarda hüsran (0 kadro biçilmişti bizlere) ve sonunda Şubat. Bu aydanda ümidimi kesmiştim ama son anda şans bize güldü. Bütün gıda müh. arkadaşlar ne demek istediğimi anlar. 

Şimdi İzmir, yo hayır Torbalı, bekle beni, ben geliyorum :)

31 Ocak 2011 Pazartesi

Carte D'or - Macaron

Tatlı yapmayı ve değişik tatları denemeyi (hem yapmak hemde yemek) seviyorum. sanırım birazda mesleğimin katkısı ile büyük marketlerdeki rafları daha iyi inceliyorum. Yeni neler çıkmış, hangi ürünü değiştirmişler ve geliştirmişler. Yeni bi şeyler bulmak çok hoşuma gidiyor.  Geçen gün raflarda Carte D'or'un yeni ürününü gördüm ve denemeye karar verdim.


Dr. Quetker'i yıllardır kullanıyordum. Gerçekten güzel karışımları var (Özellikle meyveli keklerini çok beğeniyorum). Carte D'or'a bi şans tanımamak olmaz dedim ve paketi kaptım. Bunlar paketten çıkanlar. Ekstra olarak 2 yumurta beyazı ve 100 ml süt ekliyoruz. Yapımı da kolaydı. Süt ile çikolatayı pişiriyoruz. Yumurta akını çırpıp un karışımını ekleyip karıştırıyoruz. Kurabiye boyutlarındakş hamuru tepsiye koyup soğuk fırında en düşük sıcaklıkta yarım saat 150 C'de 15 dk pişiriyoruz. Pişirdiğimiz kremayı büskivilerin arasına sürüyoruz. Bitti :) Afiyet olsun...


Hamur biraz cıvık ve ilk denemem olduğu için biraz büyük oldular :( Ha bide dalgınlığıma gelip fırında uzun süre kalmalarına sebebiyet verdim. Bu yüzden hafif bi yanık tat geliyordu :) Çok değil amaa :P


Tadına gelirsek bitter çikolata sevenlere daha çok hitap ediyor bence. Arasındaki kremada yoğun bi bitter tadı var. Hemde tatlı... Büskivi kısmı tatlı değilken kreması çok tatlı. Pek benlik bişey değil anlayacağınız.
Carte D'or'un diğer tatlarınıda deneyeceğim. Pek yakındaaa :)

30 Ocak 2011 Pazar

Fiyonk Mim'i :)

Sevgili Elif beni mimlemiş. 
"Mim Konusu: Fiyonkunu Göster!
Mim Teması: Fiyonklar ne şirin şeyler değil mi :) Aksesuar olarak, elbiselerin üzerinde, dekoratif objelerde ve daha birçok noktada karşımıza çıkıyorlar tüm sempatiklikleriyle :) Hal böyle olunca, tüm fiyonklar toplansın ve nerede ne fiyonkun varsa göster bize :)
Mime Dair Birkaç Nokta:
1- Mimlenen arkadaşımız bize fiyonklu cicilerini gösterecek, en az 3 adet olması yeterli :) Daha fazla fiyonku varsa ne ala :))
2- "Benim fiyonkum yok kii" diyorsan sana "Ama nedeeen?" diyorum :)) Olsun mimlenmene engel değil :)) O zaman en beğendiğin fiyonklu cici ne varsa sanal alemde, bize göster diyorum :)
3- Mimlenen elbette yanıtlamak zorunda değil ama fiyonk aşkına yanıtlamazsa üzülürüz :))
4- Kendisini mimleyen arkadaşının fiyonklarından en beğendiği fiyonka da miminde yer versin lütfen :) Böylece en cici fiyonkumuz hangisiymiş, görelim :)"


Yeni aldığım cici botlarım :)

 
 Geçenlerde Stradivarius'tan aldığım kolye. Bileklik olarak kullanmayı daha çok seviyorum :)

 

Severek kullandığım çantam :) 


Dolabım güzel koksun diye astığım süsüm :)


  Ve son olarakta mezuniyetten bi hatıra :)
 

Benden bu kadar :) Elif'in babetleri çok hoşuma gitti.
Bende Nyuu' yu mimliyorum. Bide isteyen herkesi :)

    26 Ocak 2011 Çarşamba

    "My Princess" tacım :)

    Bayadır blogumla ilgilenemiyordum. Aslında üşendim biraz ama bugün yeter dedim :) Koreliler yine güzel bi diziye başlamış. Hadi bakalım dedim bende başladım. (Metropol Günlüğü ve Pudra Tozu bloglarında çok güzel tanıtımı yapılmış,  bakmak isterseniz... Üniversiteli bi kızın kayıp hanedan üyelerinden biri, yani bi prenses olmasını konu alıyor.) 2. bölümde Lee Seol'ün başındaki tacı görür görmez benimde yapmam lazım dedim. Yarım saatte bitti. Biraz acemice bişey oldu ama olsun. İkinci seferki daha güzel olacak eminim :) Modeli tam olarak çözdüm bu sefer. Benim çiçekler ve yapraklar düz örgüden. Normalinde çiçekler bi ters bi düz şeklinde yapılmış şimdi anladığım kadarıyla. bi de yaprakları daha büyük olmuş. Benimkiler ince uzun kaçtı biraz :(
    Koyu yeşil bi iple yeni bi işe başladım belki onda daha güzelini yaparım :)

    15 Ocak 2011 Cumartesi

    Hanazakari no Kimitachie (2007)


    İzlediğim diziler birikti. Bi yerden başlamak gerek artık diyerek Hana Kimi'yi ele aldım ^^ Bu diziyi uzun zamandır duyuyordum. Hana Yori Dango gibi komik bi dizi arayışında olduğumdan genelde bu dizi karşıma çıkıyordu. Son olarak Metropol Günlüğü'nde de görünce kararımı verdim. İzlemeden yazısını okumak istemedim. Şimdi yazımı bitirip baştan sona okuyacağım. 


    Dizi Mizuki adlı genç kızımızın, sakatlanmasına sebep olduğu yüksek atlamacı Sano'nun yeniden spora dönmesi için bi erkek okuluna girmesini konu alıyor (tek cümle ile özet :). Mizuki duyduğu vicdan azabı ile ailesini Amerikada bırakarak Japonya'ya gelir. Erkek kılığına girerek Oshaka Lisesine sızar. Oshaka Lisesi deyip geçmemek lazım. Bu okula öyle herhangi bi şekilde kayıt olamıyorsunuz. Tek şartları var. O da yakışıklı olmak. Mizuki bu kadar yakışıklının arasından Sano'nun kaldığı yurda, hatta odasına girer.

    (Sano - Mizuki - Nakatsu) 

    Sano; dereceli sporcumuz. Pek bi soğuk ve garip. İnsan içince tuttuğunu öper mi kardeşim. Maşallah adam şapur şupur :)
    Mizuki; kararlı kızımız. Sano gülümsemeden dönmem diyor başka bişey demiyor.
    Dizinin ana karakteri olmasada bence en iyi karakteri Nakatsu :) Kendi içsesi ile konuştuğu sahnelere bayılıyorum. Bi de her kıyafetin altına şipidik şipidik tokyo terlik giymiyor mu? :) 

    (Tennoji - Nanba - Oscar)

    Okulda 3 farklı yurt var. Her bir yurdunda kendine göre özellikleri.
    1. yurt karatecilerden oluşuyor. Tennoji yurt başkanı. Meşhur lafıda Baby (onun deyimiyle beybeeee) Sert bi başkan. Az dayak yemedi yurt üyeleri :)
    2. yurt değişik spor dalları ile uğraşanlar.  Yurt başkanı Nanba, çapkın. 15 tane kızı aynı anda idare edebiliyor.
    3. yurt ise drama severler. Genelde pelerinle dolanıyorlar ortada. Yurt başkanı Oscar. Sürekli aklını kullanmaya çalışıyor ve ruhları çağırıyor:)


    Ve en önemli karakterlerden biri daha: St. Blossoms'dan Hibariii. Hibari dörtlüsünün başı ve Sano'ya aşık. 
    Ouran High School Host Club ile pek benzeşen noktaları var. Kendisi favori animem olduğu için diziyide beğendim. Eğlenceli bi dizi arıyorsanız kaçırmayın derim ^-^