30 Kasım 2010 Salı

Hana Yori Dango


Fakir bir ailenin kızı olan Makino Tsukushi zenginlerin gittiği Eitoku lisesinde okumaktadır. Her okulda hüküm süren bir grup olduğu gibi burdada vardır ve bu gruba kısaca F4 denilir. F4 kendisine karşı gelenleri çok ağır şekilde cezalandırır. İlk olarak kırmızı kart gönderilen kişiler okul içerisinde linçe kadar giden türlü işkencelere maruz kalırlar. (gözünüzde çok kötülerini canlandırmayın ama rezillik işte) Grubun başında dünyaca büyük şirketlerin varisi Domyoji Tsukasa vardır. Diğer üyeler ise; çay yapma konusunda uzman Nishikado Sojiro, mafya üyesi Mimasaka Akira ve yine bir şirket varisi sessiz prens Hanazawa Rui.


 Makino yapılanlara sinir olsada sessiz kalmayı olay çıkarmadan okulu bitirmeyi tercih etsede kendini işkencenin ortasında bulur. Savaş açtığı Domyouji ona karşı duygular beslemeye başlarken, Makino ise ona yardım eden Rui 'ye ilgi duyar.Makino acaba kendisini seven Domyouji'yi mi yoksa yardımsever Rui'yi mi seçecek?  Severek izlediğim japon dramasıydı. 2. sezon biraz daha romantiğe kaçsada kore yapımından daha güzeldi. Kore yapımında Domyouji'yi resmen katletmişler. Japon olanı emrivaki ama komik, japonca dahi konuşmasını beceremeyen ama bu ona çok yakışan biriydi. Korede ise kazık gibi durdu, çok ciddi hiç komik ve eğlenceli değildi.


Bunlarda koreden. Tamam kabul çocuklar japonlardan çok hoş (^_^) ama japon yapımındakide tadı pek alamadım açıkcası. Bu dizinin birde tayvan yapımı var ki onu izlemedim bilemiyorummm :) Tavsiye ederim Türk dizilerinden ve Amerikan yapımlarından sıkılanlara. Daha bir çok güzel diziler var uzak doğuda. İlk başta hepsi birbirine benziyor ve adlar karışıyor ama sonradan alışıyorsun. "İyi Seyirler..."

26 Kasım 2010 Cuma

Funny Face (1957)

Uzun zaman oldu. Bunca zaman boyunca oturup film izleyemedim ya da doğru tabirle içimden gelmedi. sonunda izlediğim bir Audrey filmi ile yine burdayım ^-^ Funny faceee ^-^
 

Bu filmde Jo Stockton (Audrey Hepburn) kitapçıda çalışan moda ve bakımdan uzak duran, bu tür şeyleri aptalca bulan bir kız. Dick Avery ( Fred Astaire) ise "Quality Magazine" dergisinin fotoğrafçısı. İkili Quality Magazine'nin çekim için (hem de habersiz olarak) Jo'nun çalıştığı kitapçıya gelmesi ile tanışıyor. Dick Jo'yu derginin mankeni olması için Paris'e gitmeye ikna ediyor.

Film yarısı Paris'te geçiyor. Paris'in güzel mekanlarını görüyoruz. Bence film bundan ibaret gibi oldu. Çünkü müzikal tadında olan filmin şarkılı kısımları ingilizce olunca yarım yamalak anlayabildim :(Audrey'nin bir dans sahnesi var ki sormayın gitsin :) O dans ediyor, oturanlarda tepki yok. Cem Yılmaz'ın bi sözü var aklıma o geldi bu sahnede "Aga bu nedir?" Beğendiğim sahnelerde var tabi... Audrey olurda beğenmem mi hiç??? Çekim sahneleri çok hoşuma gitti. Özellikle bu kıyafet...

Bu da kıyafetin oyuncak bebeğe uyarlanmışı. Buradanda görebilirsiniz :)

Bu kadar zaman bir film mi izledim sadece???? Bol zaman olunca insan bir şey yapmakta istemiyor. Kitaplarım, filmlerim bekliyor. Şu aralar uzak doğu dizilerine kaptırdım kendimi...Özellikle de Kore... Başka bir gün uzun uzun anlatırım artık ...
Son olarak: Sesimi duyan var mı???